Duyarsızlık Bizi Bizden Etti !

Cevdet ÇAKIR
446 Görüntüleme
15 Eylül 2019 16:41
Son Güncelleme: 15 Eylül 2019 16:41
‘’Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun’’ (Tahrim, 6)
 
Aslında duyarsızlıklarımızın ana kaynağı yukarıda yazmış olduğumuz ayetteki uyarının ciddiyetinin farkında olmadığımızdır. Eğer Allah(cc)’ın bizim için özel olarak indirdiği Kur’an’ı hakkıyla anlamaya çalışmazsak ve anlamazsak duyarsızlıklarımız, gafletimiz ve hatta imansızlığımız kaçınılmaz olacaktır. Ve bu durumda da yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten asla kurtulamayız. Kendimiz kurtulamadığımız gibi bu hakikatleri anlatmadığımız da ailemiz de aynı sona muhatap olur.
 
İlk önce kendi ruh dünyamıza karşı duyarsızlıklarımız var. Beş dakika sonra ölme ihtimalimiz yüksek olan bir dünyada yaşamamıza ve bu halimizle imansız gitme riskimize rağmen imanı elde etme adına tabiri caizse kılımız bile kıpırdamıyor. Çoğu zaman bu duyarsızlıklarımız öyle noktalar ulaşıyor ki, bu ahmaklığımıza şaşmamak elde değil. Bugün kafaya taktığımız, ruhumuzu meşgul eden şeylerin yarın ölecek olsak hiçbir önemi olmadığını ah bir anlayabilsek!
 
Öncelikle Allah(cc)’a iman noktasında duyarsızlığımız var. O(cc)’nu hakkıyla tanımıyor, O(cc)’na gereği gibi iman etmiyor ve aslında Rabbimizi bilmiyoruz. Nasıl bir yaratıcımız olduğunun farkında bile değiliz. Bizi neden yarattı ve O(cc)’na karşı vazifelerimiz nelerdir bilmiyoruz ya da bilsek de uygulamıyoruz.
 
Peygamberimize(sav) karşı duyarsızlığımız var. O(sav)’nun hayatını bir kez bile okumamış ve incelememiş, onlar gökteki yıldızlar gibidir dediği sahabelerin hayatlarını hiç merak etmemiş ve tüm bunlara rağmen Müslüman olduklarını iddia edenleriz. Bu ne yaman çelişki böyle. Hem O(sav)’nun ümmeti olduğunu, izinden gittiğini söyleyeceksin hem de izini takip edeceğin kişinin hayatını kulaktan duyma bilgiler dışında hiç merak edip incelemeyeceksin.
 
Kur’an’a karşı duyarsızlıklarımız var. Rabbimizin(cc) bu kitabı ben size gönderdim, okuyun, anlayın ve en önemlisi de anladığınızı yaşayın demesine rağmen bizler ısrarla onu anlamamaya devam ediyoruz. Onu anlamazsak Müslümanlığımızı neye göre yaşayacağız, kendimizi Müslüman olarak tarif ederken hangi bilgilere göre bunu yapacağız. Bir kişinin Kur’an’ın anlamını hiç okumadığı halde kendisini Müslüman kimliği altında görmesi gerçekten ilginç. Neye göre ve nasıl bir Müslümansın?
 
İyilik noktasında duyarsızlıklarımız var. Öyle bir zaman diliminde yaşıyoruz ki, bırakın aynı mahalle, aynı sokakta yaşayanları tanımayı aynı binada oturan insanlardan haberimiz yok. Durum böyle olunca da iyilik duygularımız bir bir körelmeye devam ediyor.
 
Selamlaşma ve muhabbet alanında duyarsızlıklarımız var. Herkes birbirini yabancı ve güvensiz görmeye başladığından selamlaşma ve muhabbet ya çok az devam ediyor ya da tamamen kesilmiş durumda.
 
İnsan olma noktasında duyarsızlıklarımız var. İnsanlığımızı yitirmiş durumdayız. Sadece kendini ve ailesini düşünen diğerleri hiç umurunda olmayan insanlar topluluğuna dönüşmüş durumdayız. Bencillik ve egoizmin esiri olmuşuz.
 
Kısaca, duyarsızlıklarımız tüm benliğimizi sarmış durumda. Hayatımızın her alanını kaplamış vaziyette. Bundan kurtuluşun tek bir yolu var; bundan önce tüm yaptıklarımıza elveda deyip sadece Allah(cc)’a yönelerek ve O(cc)’nun gönderdiği kitabı anlama gayreti içerisinde olarak ve Peygamber Efendimizin(sav) hayatını inceleyip kendi yaşamımıza ayna tutarak bu hastalığımızdan kurtulabiliriz.
 
Cevdet çakır 
09/09/2019

Yorum Yazın