15 Temmuz ve Sahih Dini Bilginin Önemi…

Dr.M.Zeki UYANIK
1785 Görüntüleme
03 Ağustos 2022 16:04
Son Güncelleme: 03 Ağustos 2022 16:04

           15 Temmuz FETÖ darbe girişimi, ülkemize yönelik yapılan en kötü ve en büyük hainlik girişimi olarak tarihteki yerini almıştır.
            15 Temmuz; aynı zamanda vatanını, milletini, bayrağını ve ezanını korumak için insanımızın meydanlara indiği ve milli iradeye sahip çıktığı gündür.
Hain kalkışma girişimi başarısız olmasına rağmen şüphesiz ülkemize, milletimize ve de inancımıza büyük zarar vermiştir.
            Tarihimizin en karanlık günlerinden birine şahit olduğumuz, ülkemizin birliğine ve dirliğine yönelik yapılan bu hain kalkışma, vicdanlarımızda unutmayacağımız maddi ve manevi ağır yaralar açmıştır. Zihinlerde bıraktığı tahribatı onarmak ise ülkemizin ve milletimizin yıllarını alacaktır.
Bu tahribatın hasar tespitini kurumlar yapmıştır. Ancak devlet ve millet olarak bu hain darbe girişiminden almamız gereken ya da çıkarmamız gereken dersler vardır. Veya bir başka ifade ile bu ihanet eksiklerimizi ve yanlışlarımızı görmemize ve ders almamıza vesile olmalıdır. 15 Temmuzdan almamız gereken en önemli derslerden birisi şüphesiz “Sahih Dini Bilgiye” sahip olmaktır. Zira eskilerin ifadesi ile “yarım doktor candan, yarım hoca imandan eder.”
    Din, milletin yumuşak karnıdır. Dolayısıyla sahih bilgi ile beslenmeyen dindarlık ya da guruplar yanlış yönlendirilir ve yönetilir. Bu da devlete, millete ve inanca zarar verir ki İslam tarihindeki Hariciler, Hasan Sabbah ve Haşhaşiler, Bâtıniler, Karmatiler… bunun örnekleridir. Günümüzde en güncel ve en çarpıcı örneği ise FETÖ ve 15 Temmuz tecrübesidir.
    Devlet erkânı tarafından, “tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ise ihanet” şeklinde üçlü bir katman ile nitelendirilen bu örgüte baktığımızda bilgi eksikliğinin verdiği zararı ya da sahih bilginin önemini daha iyi anlamaktayız.
Orta ticaret yani menfaat, tepe ihanet için bu örgütte olduğundan onları sahih bilgi anlamında değerlendirmeye gerek bile duymuyorum. Zira din, İslam gibi bir dertleri yok. Ancak ibadet katmanını ele almak gerekir. Çünkü ibadet için orada olan nice öğretmen, doktor, mühendis, asker, polis, esnaf… bilgisizliğinden ya da sahih dini bilgiye vakıf olmadığından onlara inandı ve kendine de ülkeye de zarar verdi.
Şayet söz konusu kişiler, çocukluğunda ya da belli bir yaştan sonra Kur’an’a ve Sünnete dayanan doğru dini bilgiyi almış olsaydı, onların dinen kabul edilemeyecek nice fıkhi takiyyelerine ve uygulamalarına kanmayacak, onlarla yola devam etmeyecekti. Belki de 15 Temmuzu yaşamayacaktık.
Söz konusu örgütü irdelediğimizde bütün kesimlerden katılımın var olduğunu müşahede etmekteyiz. Ancak en az katılımın İmam Hatip, İlahiyat ve Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarından olduğunu görmekteyiz. Bu da şunu göstermektedir. Sahih dini bilgi artıkça katılım ve inanma azalmaktadır. Ancak sahih dini bilgi yokluğu katılımı ve teslimiyeti artırmaktadır.
Bu bağlamda din, toplumların en hassas olduğu konulardan biridir. Müslüman kimse, inancını öğrenme, çocuklarına öğretme sorumluğunu yerine getirmek ister. Yıllarca bu istek ya da sorumluluk devlet eli ile verilmediğinden ya da İmam Hatip, İlahiyat, Diyanet,  Milli Eğitim vasıtası ile verilmediğinden insanlar bir arayış içerisine girdiler. Bu arayış neticesinde FETÖ’nün eline düştüler.
         O halde bu şerden de bir ders almalı ve din eğitimini ilkokuldan itibaren çocuklarımıza bu kurumlar kanalı ile devlet vermelidir. Yani devlet bu alanda bir boşluk ve ihtiyaç bırakmamalıdır ki insanlar bir ihtiyaç ya da arayış içerisinde olmamalıdır. Ancak bu eğitim geçiştirilerek, boş saatleri doldurarak, ya da sadece yaz tatillerinde değil bir ciddiyet ile verilmelidir.

Son olarak Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy;
Tarih ' i ' tekerrür ' diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? Der.
Dolayısıyla böyle bir acı tecrübeyi yaşamama adına toplum olarak bu hain darbe girişiminden gerekli dersleri alıp kutlu yolumuza ve yolculuğuma birlik ve beraberlik içerinde devam etmeliyiz, devlet de sahih dini bilgiyi vatandaşına ulaştırma adına üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ki bir daha bu tarz ihanet bu topraklarda yaşanmasın.
       15 Temmuzda yaşanan hain kalkışmada şehit olan vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, gazilerimize şifa, ailelerine de sabır diliyorum.
       Allah, İslam’ın son kalesi olan Türkiye’ye ve aziz milletimize bir daha böyle bir ihaneti yaşatmasın.
       Selam ve dua ile…

Yorum Yazın