Korona Günlerinde Tefekkür...

Dr.M.Zeki UYANIK
295 Görüntüleme
13 Mayıs 2020 18:37
Son Güncelleme: 13 Mayıs 2020 18:37

Korona Günlerinde Tefekkür...

            Dünyayı kuşatan, insanı esir alan ve eve kapatan korona herkes için büyük bir imtihan ve tefekkür vesilesi oldu. Muhakkak ki herkes bu süreçte kendi benliği ile yüzleşmiştir. Hayatın aslında sanıldığı ya da düşünüldüğü gibi olmadığını, bilakis hayatın bir başka anlamı ve hikmeti de olduğunu herkes algılamıştır.

            Zira bir zamanlar, ne biz ne de varlığımızın sebebi olan anne ve babamız, atalarımız da yoktu. Canlılar ve yaşadığımız dünyamız da yoktu. Ancak bütün bunları var eden, mutlak var olan Allah yine vardı. Bizi yarattı. Varlığından da haberdar etti.

            Bundan dolayı hayatımıza yön veren hususlardan biri olan tefekkürümüz korona günlerinde daha da derinleşmelidir.

            Bu bağlamda eve kapandığımız bugünlerde dünya, hayat, ölüm ve ahiret muhasebesi ve tefekkürü hayatımızın merkezinde olmalıdır.

            Dahası korona günlerindeki tefekkürümüz bize şunu hatırlatmalı, bugün varız yarın yokuz. Zira hepimiz yolcuyuz bu fani dünyada. Evet bugün varız, yarın yokuz. Dünya fani... Bakî kalan bu gök kubbede hoş bir sedadır.

            Evet koron günlerindeki tefekkür bize hayatı ve ölümü hatırlatmalıdır. Zira hayat anlamsız bir var oluş olmadığı gibi ölüm de sonu hiçlik olan bir yok oluş değildir. Hz. Mevlana’nın deyişi ile: “Ölüm görünüşte yok olmaktır. Ama aslında yeniden doğmaktır.”

            Bunun yanında korona günlerindeki  tefekkür bize geçici fanide neden varız?

Varlığımızın amacı ne?  sorularını sordurabilmelidir? "Ben cinleri ve insanları bana kullukta bulunsunlar diye yarattım." (Zâriyat, 51/56)   ayetini ve bu ayette emredilen sorumluluğu hatırlatmalıdır.

            Sadece bunları değil şu soruları da hatırlatmalıdır.

            Madem dünyada görev kulluktur. O halde rabbe kullukta var mıyız?

            Yüce Mevla’dan gelenlere karşı sabır ve sebat gösterebiliyor muyuz?

Çünkü bazen zor dönemlerimiz, şuan koronadan dolayı evde kaldığımız bu günlerde olduğu gibi hayattan bezdiğimiz, yıldığımız zamanlar olabilmektedir. Bu sıkıntılı dönemlerde musibet ve kederlere karşı hamdı, şükrü ve sabrı gösterip dimdik ayakta kalabiliyor muyuz? 

            Dünyada iyiliğe, güzelliğe ve sevgiye dair ne varsa ben orada varım; kötülüğe dair ne varsa ben orada yokum diyebiliyor muyuz?

Evet korona günlerinde;

• İbadete

 •Şükretmeye, 

• Sevgiye, kardeşliğe, paylaşmaya,

• Dürüst ve düzgün insan olmaya,

•Dostluğun ve dostların değerini bilmeye,

•Umutsuzluğa kapılmamaya,

• İnsana ve varlıklara hizmete,

•İhtiyacı olanlara karşılıksız yardım eli uzatmaya,

• Sorumluluk sahibi olmaya,

• Çevreyi temiz tutmaya ve bütün güzelliklere…  

  Varım diye biliyor muyuz?

Aynı şekilde korona günlerinde yaptığımız tefekkürde,

•Günaha, harama, kul hakkına,

• İkiyüzlülüğe,

• Yalana ve yalancılığa,

• Gıybete, iftiraya ve dedikoduya,

• Gösterişe ve hasede,

• Şiddete,

• Dinlemeden, düşünmeden yargılamaya,

• Savurganlığa ve israfa,

• Bencilliğe ve kibire,

• Tembelliğe ve bütün çirkinliklere

Yokuz diyebiliyor muyuz?

            Evet korona günlerinde böyle bir tefekkürümüz ve muhasebemiz olmalıdır.

Hayatımızı daha da anlamlaştıran bir tefekkürle evde kalın, Allah'a emanet olun.

            Selam ve dua ile...

Yorum Yazın