Karanlığı Aydınlığa Çeviren Destan: Darbeye Hayır

Bilgin EKŞİ
1410 Görüntüleme
21 Temmuz 2016 13:11
Son Güncelleme: 21 Temmuz 2016 13:11

15 Temmuz 2016 akşamı sokaklar, Türk Milletinin huzurunu bozmak, devletin bekasını çökertmek, bu güzel vatanımızı kirli düşünceleri ile kirli tuzaklarına çekmek isteyen grupların ihanetine şahit olmuştur. Kimse ne olduğunu bilmiyordu. Çünkü hiçbirimiz böyle bir ihaneti beklemiyorduk. Belki de bekliyorduk ama aklımıza bile getirmek istemeyeceğimiz bir yerden geldi ihanet. Şanlı Türk ordusu içinde bulunan hainlerin ihanetinin kokusu daha saatler öncesinden hissediliyordu. Ordunun içinde ne kadar bastırılmaya çalışılsa da engel olunamamış ve ihanet ateşi yakılmıştı. Amaç belliydi, Türkiye’yi bölmek.

Önce tankların ve kara unsurlarının harekete geçerek boğaz köprüsünü kapatması, uçakların alçak uçuşlar yapması bir ihanetin habercisiydi.  Ama kimse bunun bir darbe girişimi olduğunu tahmin edememişti. O an elinde silahlarla Türkiye’nin her yerinde farklı bölgelere baskınlar yapılmaya başlanması, yavaş yavaş DARBE ismini duyurmaya başladı. Halka doğrulan silahların, sıkılan kurşunların, atılan bombaların tek bir amacı vardı; O' da Türkiye’yi karanlığa boğmaktı. Herkes büyük bir şaşkınlık içerisinde televizyonlardaki haberlere bakıyordu. Millet ölmeye hazırdı ve bir işaret kâfiydi. Bekleyiş uzamadı ve Milletin gönül verdiği Cumhurbaşkanımızın; Ben buradayım, devletimin başındayım ve ölüm var dönmek yok, bu bir özgürlük mücadelesidir. Tüm halkımı Milletin iradesine sahip çıkmaya, meydanları boş bırakmamaya davet ediyorum çağrısı kulaklarda çınlamaya başladı. Bu çağrı, ülkemizi karanlığa boğmak isteyenlerinde sonunun habercisiydi.

Halkımız, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN Beyin özgürlük davetini duyar duymaz sokaklara döküldü. Kimisi abdestini alıp eşiyle vedalaştı. Kimisi ölüme bile eşiyle çocuklarıyla gitti. Kimisi ise telefonla arayıp helallik istedi. Amaç belliydi, ölmek var ama Vatanı bu hainlere teslim etmek yoktu. Halk yeni bir destana hazırlanıyordu. Bu sefer düşman farklı idi. Ama halk kararlı idi, sonu ölümde olsa, bu devlet bu hainlere teslim edilmeyecekti. İhanet içerisinde bulunan askere kurşun sıkmaya hayâ eden, onları yalvarışlarıyla ikna etmeye çalışan bu aziz millet, karşısında; üzerlerine kurşunlar, bombalar yağdıran asker görünümlü bir ihanet çetesi bulmuştu. Halk onca şeye rağmen bir ümit belki vazgeçerler düşüncesiyle yalvarışlarını sürdürüyordu. Ama sıkılan kurşunlar, atılan bombalar birer birer canlarımızı bizlerden koparıyordu. Halk duruşundan asla vazgeçmedi. Kararlıydı ölmek var Vatanı teslim etmek yoktu. Asker görünümlü ihanet çetesi halkın gücü karşısında yavaş yavaş erimeye başlamıştı. Öldürmeye gelen o ihanet çetesinin, ölmeye gelen bir millet karşısında asla zafer alamayacağına herkes öyle inanmıştı ki, ihanetçiler yavaş yavaş güvenlik güçlerine teslim olmaya başlamıştı. Yerde yatan şehitler, yaralılar yeni bir Çanakkale destanı yazmışlardı. Dünya’ya, Türkiye’mizin bölünemeyeceğini bir kez daha göstermiştik. Ama canımızda yanıyordu, kabullenemiyorduk. Belki de kabullenmek istemiyorduk. Milletimizi korumak için görevli askerlerce, milletin uçağı ile millete bombalar yağdırılmasını, silahların halka doğrultulmasını, düşmana sıkılacak kurşunların bizlere sıkılmasını düşünmek bile acıların en büyüğüydü. Mermiler dile gelse belki o hainlerden hesap sorardı. Kolay değildi evladımız olarak gördüğümüz askerimizin silahından çıkan kurşunlarla ölmek. Ama her ölüm ayrı bir kahramanlık hikâyesi bırakıyordu gerisinde. Kalbinde Allah korkusu, Peygamber sevgisi vatan millet aşkı olan bu güç karşısında hangi güç ayakta durabilirdi ki. Kalbi iman ile kavrulmuş, Bedir, Hendek ve Çanakkale ruhu ile beslenmiş bu aziz millet karşısında hangi güç zafer kazanabilirdi. Allah’ın himayesine girmiş bir topluluğa hangi uçak, hangi tank galip gelebilirdi. ( Ve mekerû Ve mekerallâh, Vallahu ?ayru-l mâkirîn ) Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır(Ali İmran/54) ayeti her şeyi özetliyordu. Kurulan bu tuzak yine Allah’ın inayeti ve yardımı ile mağlubiyete uğratılmıştı. Bu aziz milletimiz sabaha bir kahramanlık destanı ile uyandı. Bugün bu millet torunlarına yeni bir destanı miras bıraktı.

Bu aziz millete ihanet içerisinde bulunmuş ve bulunmaya devam edenler bilmeliler ki, Türk milleti gücünü Allah’u Taâladan almaktadır ve bu güç karşısında hiçbir güç zafer kazanamayacaktır.

15.07.2016 Cuma günü bir takım hain yapı ve terör örgütlerince ülkemizin birliğine, beraberliğine kastederek bir darbe girişimi içerisine giren hainler, Devletimiz ve halkımız Cumhuriyet tarihince hiç görülmedik bir şekilde kenetlenmesiyle, planladıkları bu kirli oyunlarında kendileri yok olup gittiler.

Şu gerçek iyi bilinmelidir ki; Türk Milleti darbeci zihniyeti ilelebet karanlık bir çukura gömmüş ve üzerine toprağı bizzat kendileri örtmüştür. Ülke olarak kenetlenen bu aziz Milletimiz, Devletimizin yok olmasını bekleyen her türlü düşmanlarımıza, TÜRK MİLLETİNİN yok edilemeyecek bir devlet ve güç olduğunu tekrar ispat etmiştir.

Bugün bu ihanet çetesi, bu hainlikleri ile hem toplum nezdinde birer hain olarak ilan edilip öyle muamele görmeyi kendilerine reva gördükleri gibi, bu ihanetleri ile Ahiret hayatlarını da mahvetmişlerdir.

Bu süreci en başından beri büyük bir cesaret ile yöneten Başta Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN Beye, Başbakanımız Sn. Binali YILDIRIM Beye, TBMM'nin her kademesinde görev yapan Bakan ve Vekillerimize, devlet ve vatan sevdası ile görevini yapan tüm güvenlik güçlerimize ve özellikle bizlere Çanakkale destanının yazıldığı o ruhu tekrar hatırlatan halkımıza şükranlarımı bir borç bilirim.

Bugün bu zaferin konuşulması için canını feda eden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Bu kutlu mücadelede yaralanan özgürlük gazilerimize acil şifalar dilerim.

Rabbim Ülkemizi, Milletimizi ve Tüm İslâm coğrafyasını her türlü şerden korusun ve muhafaza eylesin.

 

                                                                                                                                               Bilgin EKŞİ
                                                                                                                                            Eğitimci - Yazar

Yorum Yazın