Dindar bir gençlik…

            Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın söylemiş olduğu, “Biz dindar gençlik yetiştirmek istiyoruz” sözü geçen haftaya damgasını vurdu.

Günlerdir Türkiye bu sözü ve sözün ihtiva ettiği “Dindar bir gençlik” konusunu tartışmaktadır.

     Peki, “dindar” kelimesi ne anlama gelmektedir?

     Yazıyı kaleme almadan önce “et tekraru ahsen velev kane yüz seksen” kabilinden bir daha dindar kelimesinin sözlük anlamına baktım.

Sözlük: “Din inancı güçlü, din kurallarına bağlı kimseye mütedeyyin denir.” Diyor.

            Peki, bu tanımda geçen “mütedeyyin” ne anlama geliyor?

O da: “dinin gereklerini yerine getiren, ibadet eden, takva sahibi insan demek.”

     Yani “dindar” ve “mütedeyyin” demek;

—Kendisini yaratan kudret sahibi ilaha ve mesajlarına inanan,

—Yaptıklarının hesabını mahkemeyi kübrada tek tek vereceğini bilen,

—İnancında ve ibadetinde samimi, yaşantısında riyakârlıktan uzak,

—Toplumla barışık, insana insan olduğu için değer veren,

—Bidat ve hurafelere değil, Kur’an ve Sünnete bağlı,

—Gönül yıkmayı değil, gönüller yapmayı kendisine düstur
edinen,

—Haram lokmadan uzak,

—Kul hakkına saygılı,

—Çalışmanın ibadet olduğunu bilen,

—İşçinin hakkını alın teri kurumadan ödeyen,

—Kin, nefret, haset… gibi duygulara kalbinde yer vermeyen,

— İlim ve irfan sahibi olmayı kendine düstur edinen,

—Yetimin ve öksüzün yardımında olan,
—İki günü eşit olan zarardadır anlayışında olup kendini her gün yenileyen,

—İnsanın yüzüne tebessümle bakmanın bile bir sadaka olduğunu bilen,

—Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın anlayışında olmayan bilakis zulme ve haksızlığa sessiz kalmayan,

— Temizliğin imandan geldiğini bilerek maddi ve manevi anlamda temiz olan…  Kimse demektir ki örnekleri daha da artırabiliriz.

     Kısaca dindar kimse, rabbini ve haddini bilen kimsedir.

     Bütün bu örnekler dindar ya da mütedeyyin insanda olan sıfatlardır. Zaten dindar, bu ve benzeri güzel sıfatlara sahip olmazsa dindar olamaz.

      Bütün bu güzel sıfatlar İslam’ın tavsiye ettiği güzellikler ve özellikler olduğuna göre Müslüman bir kimsenin dindar gençliğe karşı olması düşünülemez.

       Bırakın Müslüman bir kimsenin karşı çıkması dindar kelimesinin ihtiva ettiği bu sıfatları hiçbir inanç ya da ideoloji karşı çıkmaz, çıkamaz, çıkmamalıdır.

      Zira bütün bu sıfatlar huzurlu bir toplumun ideal kriterleridir.

     Dindar gençliğe karşı olmak demek kişinin huzurlu bir topluma karşı olması ya da dindar kelimesinin ihtiva ettiği anlamı tam manası ile bilmemesi demektir. Ya da sırf bir muhalefet veya kışrı duruş olsun diye. 

       Hele günümüzde gaspın, hırsızlığın, caniliğin, cinayetlerin, iffetsizliğin, esrarın, eroinin, içkinin, kumarın…  Pençesine aldığı bir gençlik düşündüğümüzde asla ama asla karşı olunmamalıdır.

        Zira din, diyanet, dindar bütün bu olumsuzluklara karşıdır.

      Peki, dindar bir nesil yerine “modern, bilim ve sanata duyarlı bir nesil” yetiştirilse olmaz mı?

       Zaten dindar gençlik açıklamasına kızanların ya da kaşı olanların itirazı da bu yöndedir. Ancak unutulmamalıdır ki dindar genç bilim ve sanata karşı değildir.

       Bilakis destekleyen ve bu hususta çaba sarf eden kimsedir. Çünkü referans aldığı din yani İslam bunları desteklemektedir.

       Son olarak şunu söylemek isterim ki; “dindar” kavramı ile bu kavramla yakından uzaktan alakası olmayan “irtica” ve “radikal”  kavramları birbirine karıştırılmamalıdır.

       Zira “dindar” kelimesi ile bu iki kavram siyah ile beyaz kadar birbirinden uzak ve alakasızdır.

        İfade ettiğimiz bu değerlere sahip olan bir dindar gençlik duası ile…