Ayasofya ve 15 Temmuz…

Dr.M.Zeki UYANIK
967 Görüntüleme
16 Temmuz 2020 16:43
Son Güncelleme: 16 Temmuz 2020 16:43

Ayasofya bir diğer ismi ile “Camii-i Kebîr” 86 yıl aradan sonra tekrar asıl hüviyetine kavuşturuldu ve ibadete açıldı. Kararda emeği ve imzası olan başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere herkese teşekkür ve dua ediyoruz. Şüphesiz ki bu anlamlı imzayı atanları milletimiz ve ümmet-i İslam her daim minnet, şükran ve dualarla yâd edecektir.

Fethin sembolü olan Ayasofya’nın vakıf senedinde geçtiği üzere cami niteliğine tekrar kazandırılması yani Camii-i Kebîr kimliğine kavuşması ve ibadete açılması milletimizin ve bütün Müslümanların büyük bir özlemiydi. Hamd olsun Allah’a zincirler kırıldı ve Ayasofya ibadete açıldı.

Bir anlamda milletimiz için ‘kızıl elma’ ve önemli bir simge olan Ayasofya Camii’nin yeniden bütün Müslümanlara ibadete açılması sadece bizi değil dünyanın bütün Müslümanlarını sevinç ve heyecana boğmuştur.

Nasipse 24 Temmuzda Ayasofya, cemaatiyle buluşacak, alınlar secdeye varacak, gözyaşları halıyı ıslatacak. Bundan dolayı ne kadar şükretsek azdır. İnşallah Ayasofya ilelebet “Cami” olarak hizmet vermeye devam edecektir.

Fatih Sultan Mehmet Han’ın emaneti olan vakfiyesinin tekrar ihya edilişi milletimize ve bütün insanlığa hayırlar getirsin inşallah. Ancak alınan bu karar ve atılan bu imza biz Müslümanların sorumluluğunu daha da artırmıştır. Zira bu kararla neredeyse bir asırdır hayal edilen gerçekleştirilmiş oldu.

Alınan bu karar kenetlenmemize aynı zamanda başta Ayasofya/Camii-i Kebîr olmak üzere bütün camilerin cemaat anlamında ihya ve inşasına vesile olmalıdır. Dahası içeride ve dışarıda başka camilerin kapanmaması için katkı sunup maddi ve manevi anlamında camileri kaim eylemeliyiz. Ayrıca namaz kılan bir Müslümana yakışan vakar ve dürüstlüğe sahip olmalıyız.

Bu bağlamda bir simge ve sembol olan Ayasofya’nın tekrar ibadete açılması bir hayalin gerçekleşmesi ve milletimizin dirilişidir.

 Bu hafta aynı zamanda 15 Temmuz destanın 4. Yıl dönümünü. Yani FETÖ hain kalkışmasını bastıran milli iradenin tecelli vakti. Geriye dönüp baktığımızda bugün Ayasofya ibadete açılmışsa bu aynı zamanda milletimizin darbeye karşı gösterdiği dirayete ve mücadeleye de dayanmaktadır. Çünkü o karanlık gecede hainler emellerine kavuşmuş olsaydı bugün biz Ayasofya’yı konuşuyor olamazdık. Bundan dolayı bu iki hadiseyi birbirinden bağımsız düşünmemek gerekir.

Bu bağlamda, bir daha böyle ihanetin yaşanmaması için ülke ve millet olarak hatalardan ders almalıyız.

Son olarak, âcizane hem Ayasofya ibadete açıldığı hem de 15 Temmuz hain kalkışması başarısız olduğu için Allah’a şükür babından iki rekât şükür namazı kılmayı tavsiye ediyorum.

Ayasofya’nın ilelebet cami kalması ve ülkemizin bir daha hain darbelere maruz kalmaması dua ve temennisi ile…

 

 

Yorum Yazın